

Evrim teorisinin doğal seleksiyonun yanında savunduğu ikinci
sözde mekanizma mutasyonlardır. Mutasyonlar, canlı hücresinin
çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde,
radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar
ve yer değiştirmelerdir. Mutasyonlar birer kazadırlar ve DNA'yı
oluşturan nükleotidleri tahrip eder ya da yerlerini değiştirirler.
Çoğu zaman da hücrenin tamir edemeyeceği boyutlarda birtakım
hasar ve değişikliklere sebep olurlar.
Dolayısıyla evrimcilerin arkasına sığındıkları mutasyon hiç
de sanıldığı gibi canlıları daha gelişmişe ve mükemmele götüren
tılsımlı bir değnek değildir. Mutasyonların net etkisi zararlıdır.
Mutasyonların sebep olacağı değişiklikler ancak Hiroşima,
Nagazaki veya Çernobil'deki insanların uğradığı türden değişiklikler
olabilir: Yani ölüler, sakatlar ve hilkat garibeleri.
Nitekim evrimi kanıtlamak uğruna laboratuvarlarda radyasyona
maruz bırakılan deneklerde ulaşılan sonuç, bacakları kafalarından
çıkan meyve sineklerinden öteye gidememiştir. Bugüne kadar
gözlemlenmiş hiçbir yararlı mutasyon örneği yoktur. Gözlemlenmiş
tüm mutasyonlar zararlıdır.
Bu çok açık gerçeğin aslında evrimciler
de farkındadırlar. Örneğin günümüzün en tanınan ve en şevkli
evrimcilerinden biri olan Richard Dawkins kendisine bir röportaj
sırasında yöneltilen "Bilinen yararlı mutasyon var mıdır?"
sorusunu cevapsız bırakmakla kalmamış, bu sorunun kendisini
ne kadar rahatsız ettiğini de tavırları ile açıkça göstermiştir.72
Her iki resimde de mutasyonların
olumsuz etkisi sonucunda canlıların vücutlarında meydana
gelen zararlı değişiklikler görülmektedir.
|
Prof. R. Goldschmidt (Zoolog, California
Üniversitesi):
Şimdiye kadar hiç kimsenin makro mutasyonlar
yolu ile yeni bir tür ya da cins üretemediği bir gerçektir.
Seçilmiş mikro mutasyonlar yoluyla dahi tek bir tür bile oluşturulamadığı
da doğrudur. En iyi bilinen Drosofila (meyve sineği) gibi
organizmalarda bile sayısız mutasyon bilinmektedir. Eğer herhangi
bir organizma üzerinde bu binlerce mutasyonun bir kombinasyonunu
yapabilseydik, yine de doğada bulunan herhangi bir türle benzerlik
gösteren bir tür üretemezdik.73
Kevin Padian:
Büyük evrimsel değişiklikler nasıl başladı?
Türlerin on binlerce yıl oturup faydalı mutasyonların meydana
gelmesini beklediğine (bu arada bu nasıl oluşmaktadır?) ve
büyük bir istekle bunları yeni ve yararlı bir tür değişimi
oluşana kadar biriktirip koruduklarına inanan biri var mı?
İşte bu durum Waddington ve diğerlerinin de belirttiği gibi
neo-Darwinizm'in "saçma ve mantık dışı" matematik argümanlarıdır.74
Pierre-Paul Grassé:
Ne kadar çok sayıda olursa olsunlar, mutasyonlar
herhangi bir evrim meydana getirmezler.75
Şanslı mutasyonların havyanların ve bitkilerin
ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladığına inanmak, gerçekten
çok zordur. Ama Darwinizm bundan fazlasını da ister: Tek bir
bitki, tek bir havyan, tam olması gerektiği şekilde binlerce
ve binlerce faydalı tesadüfe maruz kalmalıdır. Yani mucizeler
sıradan bir kural haline gelmeli, inanılmaz derecede düşük
olasılıklara sahip olaylar kolaylıkla gerçekleşmelidir. Hayal
kurmayı yasaklayan bir kanun yoktur, ama bilim bu işin içine
dahil edilmemelidir.76
Francisco J. Ayala:
X ışınları gibi yüksek enerjili radyasyonlar
mutasyon oranını arttırırlar. Radyasyondan olayı meydana gelen
mutasyonlar rastgele, bir anlamda onları taşıyan bireylerin
sağlığı üzerindeki etkilerden bağımsız olarak meydana çıkar.
Rastgele mutasyonlar çoğunlukla zararlıdırlar. Bir organizmadaki
genom gibi tamamen organize bir sistemde rastgele bir değişiklik
sistemin düzenini veya kullanılırlığını arttırmaz, aksine
azaltır.77
James F. Crow (Wisconsin Üniversitesi, Tıp
Genetiği Bölüm Başkanı, radyasyon ve mutasyon konusunda uzman):
Mutasyonların hemen hepsi zararlıdır ve
bunun bedelini insanlar öder. Bu nedenle mutasyon oranını
yükseltecek olan her türlü insan aktivitesi insanlık için
ciddi sağlık ve ahlak sorunları oluşturuyor demektir.78
Hayatı oluşturan kimyasal işlemlerin bütünlüğüne
isabet edecek rastgele bir değişikliğin bozucu etkisi olacağı
kesindir. Aynen bir televizyondaki bağlantıların rastgele
değiştirilmesinin görüntünün kalitesini artırmaması gibi.79
Frederick Seymour Hulse:
Mutasyonlar rastgele meydana gelirler.
Yüksek komplekslikteki sistemlerin bileşiminde ve işleyişindeki
herhangi bir değişiklik bu sistemin işleyişini geliştirmeyecektir
ve bu nedenle mutasyonların büyük kısmı dezavantajlıdır. Bir
organizma ve çevre arasında çok hassas bir denge vardır ve
bir mutasyon bu dengeyi kolaylıkla bozabilir. Bir insan aynı
şekilde frenin veya gaz pedalının pozisyonunu rastgele değiştirerek
bir arabanın işleyişinin gelişmesini de bekleyebilir.80
Evrimci zoolog D. L. Stern:
Evrimsel biyolojinin en eski problemlerinden
biri geniş çapta çözülmemiş olarak duruyor. Hangi mutasyonlar,
evrimsel açıdan faydalı olan fenotip çeşitliliğini oluşturabilir?
Bunlar ne tür moleküler değişiklikleri gerektirir?81
Stephen Jay Gould
|
Stephen Jay Gould:
Bir mutasyon büyük ve yeni bir ham malzeme
(DNA) oluşturmaz. Türleri mutasyona uğratarak yeni bir tür
elde edemezsiniz.82
Hoimar Von Ditfurth (Alman Psikiyatri ve
Nöroloji Profesörü. Ünlü Alman evrimci bilim yazarı):
Alabildiğine kompleks biyolojik bir işlevin,
organik bir düzenin, amaçsız, hedefsiz, keyfi mutasyonların
rastlantısal sonuçları olarak ortaya çıkıp çıkamayacağı sorusuna
yanıt ararken, tasavvur etme yeteneğimiz oldukça yaya kalacaktır.
Gerçekten de, rastlantısal mutasyonların ardından, sözünü
ettiğimiz türden yeni mekanizmaların, yeni düzenlerin ortaya
çıkması için evrim istediği kadar zaman bulmuş olsun, yeni
denge ve düzenlerin rastlantının ürünü olduğunu ileri sürmekle
iyice ileri gitmiş, başka türlü düşünenleri tahrik etmiş olmuyor
muyuz? Deyim yerindeyse, sakat doğum gibi bir şeydi bu tuhaf
yaratıklar. Bir mutasyonun sonucuydular. Mutasyon sonuçları
hemen her zaman bir felaket doğurmuşlardır.83
Bu noktada itirazcılar, anlamlı ve amaca
uygun özelliklerin tümüyle rastlantısal olarak yeterli miktarda
oluşmasını sağlamak bakımından, mutasyonların sayısının yeterli
büyüklükte olamayacağına ilişkin bir karşı tezi öne sürmek
eğilimdedirler. Gerçekten de çok sayıda mutasyon, olasılıklar
kurallarına göre, bırakalım gelişmeyi desteklemeyi, zararlı
ve hatta öldürücü olmaktan kurtulamaz.84
Dr. Mahlon B. Hoagland:
Bugün canlı organizmalarda birikmiş bilgi
(üç milyar yıllık evrimin birikmiş sonucu) bütün dünya şairlerinin
toplamından daha çok işlenmiş, daha incedir. Bir harfte, bir
kelimede, bir deyimde rastlantıya bağlı bir değişimin parçayı
daha iyi yapması uzak bir olasılık, böyle rastlantısal bir
çarpmanın zararlı olması daha akla yatkındır. Birçok biyolog,
nükleer silahların, nükleer reaktörlerin ve endüstride üretilen
mutasyona neden olabilecek türden kimyasal maddelerin artmasından,
bu nedenle korkmaktadırlar.85
Hatırlayacaksınız, bir organizmanın DNA'sında
bir değişikliğin olması hemen her zaman onun için zararlıdır;
başka bir deyişle yaşamını sürdürebilme kapasitesinde azalmaya
yol açar. Bir benzetme yapalım; Shakespeare'in oyunlarına
rastgele eklenen cümlelerin onları daha iyi yapması pek olası
değildir... Temelinde DNA değişiklikleri ister mutasyonla,
ister bizim dışarıdan bilerek eklediğimiz yabancı genlerle
olsun, yaşamı sürdürebilme şansını azaltma özelliklerinden
dolayı zararlıdır.86
Warren Weaver (Evrimci bilim adamı). Weaver, İkinci Dünya
Savaşı'nın ardından nükleer silahların sonucunda oluşan mutasyonları
incelemek için kurulan Atomik Radyasyonun Genetik Etkileri
Komitesi'nin (Committee on Genetic Effects of Atomic Radiation)
hazırladığı rapor hakkında şöyle diyordu:
Çoğu kimse, bilinen tüm mutasyon örneklerinin
zararlı olduğu sonucu karşısında şaşıracaktır, çünkü mutasyonlar
evrim sürecinin gerekli bir parçasıdır. Nasıl olur da iyi
bir etki -yani bir canlının daha gelişmiş canlı formlarına
evrimleşmesi- pratikte hepsi zararlı olan mutasyonların sonucu
olabilir?87
Üstelik mutasyona uğramış genlerin, karşılaşılan
durumların büyük çoğunluğunda ve şimdiye kadar üzerinde çalışılan
türlerde zararlı etkilerine rastlanmıştır. En uç durumlarda
zararlı etkiden kastettiğimiz ölüm demektir. Diğer durumlarda
ise döl üretebilme olanağının azalması veya diğer bazı ciddi
anormallikler anlamına gelir.88
1. Normal bir meyve sineğinin
kafası
2. Mutasyona uğramış bir meyve sineğinin kafası; bacaklar
gözlerin üstünden çıkmış
3. Yandaki mutasyona uğramış meyve sineğinin yakın çekim
fotoğrafı
|
Michael Pitman:
Sayısız genetikçi meyve sineklerini nesiller
boyunca sayısız mutasyonlara maruz bıraktılar. Peki sonuçta
insan yapımı bir evrim mi ortaya çıktı? Maalesef hayır. Genetikçilerin
yarattıkları canavarlardan sadece pek azı beslendikleri şişelerin
dışında yaşamlarını sürdürebildiler. Pratikte mutasyona uğratılmış
olan tüm sinekler ya öldüler, ya sakat kaldılar ya da kısır
oldular.89
Gordon Taylor (Evrimci genetikçi) :
Bu çok çarpıcı, ama bir o kadar da gözden
kaçırılan bir gerçektir: Altmış yıldır dünyanın dört bir yanındaki
genetikçiler evrimi kanıtlamak için meyve sinekleri yetiştiriyorlar.
Ama hala bir türün, hatta tek bir enzimin bile ortaya çıkışını
gözlemlemiş değiller.90
72. "Biological Evidence
of Creation: From a Fog to A Prince", Keziah, Distribütör:American
Portrait Films, Cleveland, OH, 1998 
73. Richard B. Goldschmidt, "Evolution, As
viewed by One Geneticist", American Scientist, vol.40 (Ocak
1952), s. 94 
74. Kevin Padian, "The Whole Real Guts of
Evolution", Review of Genetics, Paleontology and Macroevolution,
By Jeffrey S. Levinton, s. 77 
75. Pierre-Paul Grassé, Evolution of Living
Organisms, Academic Press, New York, 1977, s. 88 
76. Pierre-Paul Grassé, Evolution of Living
Organisms, s. 103 
77. Francisco J. Ayala, "Genotype Environment
and Population Numbers", Science, vol.162 (27 Aralık 1968),
s. 1456 
78. James F. Crow, "Ionizing Radiation and
Evolution," Scientific American, vol. 201 (Eylül 1959), s.
138 
79. "Genetic Effects of Radiation", Bulletin
of Atomic Scientists, No: 14, s. 19-20 
80. Frederick S. Hulse, The Human Species,
New York: Random House, 1971, s. 61-62 
81. http://www.icr.org/headlines/ darwinvindicated.html;
Was Darwin Really "Vindicated"?, Frank Sherwin, Institute
for Creation Research, April 30, 2001
82. Stephen Jay Gould, "Is a New and General
Theory of Evolution Emerging?", Lecture at Hobart&Wm Smith
College, 4 Şubat 1980 
83. Hoimar Von Ditfurth, Dinozorların Sessiz
Gecesi 2, Alan Yayıncılık, Kasım 1996, İstanbul, Çev: Veysel
Atayman, s.66-69 
84. Hoimar Von Ditfurth, Dinozorların Sessiz
Gecesi 6, s.97 
85. Mahlon B. Hoagland, Hayatın Kökleri,
TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları 12.Basım, Mayıs 1998, s. 69

86. Mahlon B. Hoagland, Hayatın Kökleri,
s. 153 
87. Warren Weaver, "Genetic Effects of Atomic
Radiation", Science, cilt 123, 29 Haziran, 1956, s. 1159 
88. Warren Weaver, "Genetic Effects of Atomic
Radiation", Science, s. 1158 
89. Michael Pitman, Adam and Evolution, London,
River Publishing, 1984, s. 70 
90. Gordon R. Taylor, The Great Evolution
Mystery, New York, Harper & Row, 1983, s. 48 
 
Bu
site Harun Yahya'nın eserlerinden faydalanılarak hazırlanmıştır.
|